MI6 Başkanı Blaise Metreweli, göreve geldikten sonraki ilk konuşmasında, dünyanın on yıllardır görülmemiş şekilde tehlikeli ve rekabetçi hale geldiğini belirterek, istihbarat servisinin bu yeni bağlamda nasıl faaliyet göstereceğini açıkladı.
Tehdit Ortamı ve Teknolojinin Dönüştürücü Gücü
Metreweli, dünyanın barış ve savaş arasında bir alanda faaliyet gösterdiğini kaydetti. İkinci Dünya Savaşı'nın küllerinde tasarlanan kurumların sorgulandığını, yeni blokların ve ittifakların şekillendiğini ifade etti. Ancak bu değişimi benzersiz kılan şeyin ileri teknolojilerin etkisi olduğunu vurguladı. Yapay zeka, biyoteknoloji ve kuantum hesaplamadaki ilerlemelerin sadece ekonomileri değil, çatışma gerçekliğini de yeniden yazdığını, bilim kurgu benzeri araçlar yarattığını belirtti.
Bu teknolojilerin hem büyük vaatler hem de tehlikeler barındırdığını söyleyen Metreweli, "Gücün kendisi daha dağınık, daha öngörülemez hale geliyor çünkü bu teknolojiler üzerindeki kontrol devletlerden şirketlere ve bazen bireylere kayıyor" dedi.
Rusya Tehdidi ve 'Gri Bölge' Taktikleri
Metreweli, Putin'in Rusya'sına odaklanarak, agresif, yayılmacı ve revizyonist bir Rusya tehdidinin devam ettiğini ifade etti. Rusya'nın Ukrayna'yı boyunduruk altına almak ve NATO'yu taciz etmek istediğini belirtti. Ancak Putin'in hiç şüphesi olmaması gerektiğini, İngiltere'nin desteğinin kalıcı olduğunu ve Ukrayna lehine uygulanan baskının süreceğini kaydetti.
Rusya'nın savaş eşiğinin hemen altındaki 'gri bölge' taktikleriyle kendilerini test ettiğini belirten Metreweli, bunları şöyle sıraladı:
Kritik altyapılara siber saldırılar.
Havaalanları ve üslerde dron faaliyetleri.
Denizlerde, su üstünde ve altında agresif faaliyetler.
Devlet destekli kundakçılık ve sabotaj.
Toplumlar içindeki kırılmaları açıp sömüren propaganda ve etki operasyonları.
MI6'nın Geleceğe Hazırlanması
Metreweli, MI6'nın bu tehditlere ve daha geniş küresel istikrarsızlığa yanıt vermek için iyi konumlandığını ve uzun tarihi boyunca olduğu gibi evrimleşmeye devam edeceğini söyledi. Teknolojiye hakimiyetin yapacakları her şeye nüfuz edeceğini belirterek, "Sadece laboratuvarlarımızda değil, sahada, mesleki becerilerimizde ve daha da önemlisi her subayın zihniyetinde" diye konuştu.
Yapay zekanın, insan becerilerini desteklemek için kullanılacağı bir alan olacağını vurgulayan Metreweli, "İnsan kaynakları kadar kod satırlarıyla, diğer birçok dil kadar Python'la akıcı olacağız" dedi.
İnsan Unsuru ve Değerlerin Önemi
Metreweli konuşmasının merkezine insan unsurunu yerleştirdi. "Hızlı tempolu, teknoloji ve tehditle dolu dünyamız artık ışıktan çok ısı üretiyor" diyerek, dinleme fırsatlarını kaybettiğimizi ifade etti. MI6'nın en çok burada önemli olduğunu, dinlediklerini ve duyduklarını, dilleri ve kültürleri öğrenmek için zaman ayırdıklarını söyledi.
MI6'nın değerlerinin cesaret, yaratıcılık, saygı ve dürüstlük olduğunu belirten Metreweli, "Hesap verebilirlik ve güven çalışmamızın kısıtlamaları değil; İngiliz halkı nezdindeki meşruiyetimizin temelleridir" dedi.
Onlarca yıldır İngiltere'yi güvende tutmak için olağanüstü riskler alan bir yabancı ajanla tanışma ayrıcalığına sahip olduğunu anlatan Metreweli, ajanın neden bunu yaptığı sorulduğunda, "Değerleriniz. Dürüstlüğünüz ve saygınız. Onlar olmadan hiçbirimizin geleceği yok" yanıtını aldığını paylaştı.
Daha Açık Bir MI6
Metreweli, bu güveni sürdürmek için MI6'nın daha açık olmaya devam edeceğini belirtti. "Görünürlük adına değil, önemli olduğu için" diyen Metreweli, MI5 meslektaşı Sir Ken McCallum'un da belirttiği gibi bunun bir güç olduğunu ifade etti. Kamuoyuna açık konuşma uygulamasını sürdüreceklerini, katılım kanallarını genişleteceklerini ve hizmetlerine en çeşitli yetenekleri çekmeye odaklanacaklarını kaydetti.
Metreweli konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Geleceğe adım attıkça, elimizdeki araçlar evrimleşecek. Ama her zaman en önemli olacak şey insan unsuru olacak - gölgelerde duran ve 'bu doğru, bu yanlış' diyen kişi. Bu seçim - insan iradesinin kullanımı - dünyamızı daha önce şekillendirdi ve yeniden şekillendirecek. Çünkü sonunda bizi tanımlayan, yapabileceklerimiz değil, ne yapmayı seçtiğimizdir."